DEÜ VE ASPİM’DEN ÖRNEK İŞBİRLİĞİ

Yayınlanma Tarihi: 20-03-2018

Dokuz Eylül Üniversitesi örnek bir projeye daha imza attı. Geçtiğimiz Ekim ayında Dokuz Eylül Üniversitesi ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü (aspim) arasında imzalanan Eğitim ve İşbirliği Protokolü kapsamında ‘Şiddet ve Şiddetle Mücadele Mekanizmaları’ konulu eğitim programının ilki, Buca Eğitim Fakültesi’nde gerçekleşti.

Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (DEKAUM) koordinatörlüğünde yürütülen proje kapsamında akademisyen ve öğrencilere, toplumsal cinsiyet eşitliği,  6284 sayılı kanun, İstanbul Sözleşmesi, ŞÖNİM’ler, Kadın Konuk Evleri ve Kadın Danışma Merkezleri gibi şiddetle mücadele mekanizmaları anlatıldı.

Üniversitenin Eğitim, Hemşirelik, Hukuk, Tıp Fakülteleri ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu’nun son sınıf öğrencileri ve öğretim elemanlarını kapsayan proje ile pilot uygulamaya başlanmış oldu.

DEKAUM Müdürü Doç. Dr. Özlem Belkıs, DEKAUM Yönetim Kurulu Üyesi ve Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Diğdem Siyez, Genel Sekreter Yardımcı Kamil Koçak, İzmir ŞÖNİM Müdürü Gülsen Özkan’ın hazır bulunduğu programın açılışında konuşan Buca Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Ercan Akpınar, kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımcılığının çözülmesi gereken bir sorun olduğunu ifade etti. Akpınar, “Delikanlılığın kitabını kadınlar yazsın, erkeklere örnek olsun. Cinsiyet ayrımcılığı konusunda bilgilenelim” diye konuştu.

 

UMUTSUZLUĞU KAPILMAYIN

Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı kavrayıp, buna çözüm bulmanın çok kolay olmadığını dile getiren DEKAUM Müdürü Doç. Dr. Özlem Belkıs, cinsiyete dayalı şiddetin kadınlara yönelik bir gerçeklik olduğunun CEDAW Sözleşmesi’nin imzalanmasıyla resmiyet kazandığını söyledi. Uluslararası sözleşmelerin şiddetin önlenmesi için temel yaptırımlar olduğunun altını çizen Belkıs,“ Birleşmiş Milletlerin ekonomik ve sosyal konseyi olan ECOSOC’ten, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ana akım politikalara dâhil edilmesi yönünde tavsiye kararı çıktı. 2014 yılında Avrupa Birliği ülkelerini kapsayan İstanbul Sözleşmesi imzalandı. 6284 sayılı kanun çerçevesinde kadına yönelik şiddeti engellemek için YÖK çalıştaylar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ulusal ve yerel eylem planları ile çeşitli projeler geliştirdi. Kadına şiddet konusunda umutsuzluğu kapılıp,  ‘hiçbir şey yapılmıyor’ diye kenara çekilmemek gerekir. Aslında bir mücadele mekanizması var. Bazen bu problemi kendimiz çözeriz bazen de şiddete uğrayanlar için mücadele mekanizmalarını öğreniriz gerektiğinde kullanırız. Önemli olan bu bilgiyi cebimizde taşımak. Bilirsek, bu mücadele mekanizmalarını çok daha rahat harekete geçirebiliriz” dedi.

 

FIRSAT EŞİTLİĞİ VURGUSU

Kadına şiddet konusunda Türkiye’nin Global Gender Gap Report 2017 sonuçlarına göre 144 ülke arasında 131’inci sırada yer almasının düşündürücü olduğunu ifade eden DEKAUM Yönetim Kurulu Üyesi ve Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Diğdem Siyez, aynı raporda kadına yönelik şiddetin en az olduğu ülkelerin sırasıyla İzlanda, Norveç ve Finlandiya olduğunu söyledi.

Siyez, “Çocuk yaşta evlilik bu ülkelerde yok. Toplumsal cinsiyetin artmasında kadına yönelik şiddetin azalmasında kendi bireysel farkındalığımız çok önemlidir. Toplumsal Cinsiyet eşitliği dediğimiz şey, kadın ve erkeklerin eşit fırsatlara sahip olması, hizmetlere eşit ulaşım, eğitimde fırsat eşitliğidir. Türkiye’deki akademik kadrolara bakın, kadınlar akademik dünyanın başında yani araştırma görevlisi iken erkek meslektaşlarından sayı olarak fazla iken profesörlüğe kadar süren süreçte sistemin içinde giderek yok olmaktadırlar” ifadesinde bulundu. 

 

MİLYONLARCA KADIN ETKİLENİYOR

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) Sosyal Hizmet Uzmanı Cevriye Adıgüzel ise dünyada her 1.4 milyon kadının şiddet nedeniyle hayatının kaybettiği belirterek, şiddetin en çok kadınlara, çocuklara, yaşlılara, engellilere, göçmenlere, evsizlere ve mültecilere yöneltildiğini açıkladı.

Adıgüzel, dünyada her 3 kadından 1’i fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığın kaydederek, “Dünya çapında kadın cinayetlerinin yüzde 38’i kadınların eşi ya da birlikte yaşadığı kişiler tarafından işlenmektedir. Türkiye’de her 10 kadından 3’ü fiziksel şiddet görmektedir. Şiddete maruz kalan kadınlar; tekrarlanmayacak, kocam beni seviyor bana zarar vermek istemez, yaşadıklarımı kimseye anlatmamam gerekiyor, çocuklarımın iyiliği için kabullenmeliyim, yapabileceğim bir şey yok, hak etmiştim, bu benim kaderim gibi düşüncelere kapılıyor” dedi. 

 

ŞÖNİM 68 İLDE

Kadına yönelik şiddet olgusunun sadece kadın değil aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunun altını çizen ŞÖNİM Psikoloğu Duygu Çelebi, kadına yönelik şiddetle mücadelenin başında ŞÖNİM, İlk Kabul Birimleri ve Kadın Konukevleri, Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri ve Sosyal Hizmet Merkezleri ile ALO 183 hattının geldiğini aktardı. Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şuanda 68 ilde ŞÖNİM hizmeti verilmektedir. ŞÖNİM’e başvuran kadınların ilk görüşmesi meslek elemanları tarafından yapılmaktadır. Edinilen bilgiler ve yapılan mesleki değerlendirmeler sonucunda kadının ihtiyacı belirlenir. ŞÖNİM’lerde eğitim-mesleki destek, hukuki ve ekonomik destek, sağlık destek hizmeti, psiko-sosyal destek, önleyici hizmet, müdahale ve yönlendirmeler yapılmaktadır. ALO 183 Hattı, şiddete uğrayan ya da risk taşıyan kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak çalışmaktadır. Bu kişilere hakları konusunda ve başvuracakları yerler hakkında 7/24 saat hizmet vermektedir.”